DUÂ’NIN ÖNEMİ

DUÂ’NIN ÖNEMİ

Allâhü Teâlâ, “Bana duâ ediniz ki, duânızı kabul edeyim” buyuruyor. Bu okuduğumuz Âyeti Kerime, Mü’min sûresinin 60. âyetidir. Allâhü Teâlâ biz kullarına duâ etmemizi emrediyor, bizden her zaman duâ ederek kendisinden yardım istememizi bildiriyor.

Ama diyeceksin ki, benim günahım çok, duâm kabul olur mu? Böyle endişelenmemize (kuşkulanmamıza) hiç mi hiç yer yok. Çünkü Allâhü Teâlâ, Bakara Sûresinin 186. âyetinde:

“Bana el açıp yalvaran (kulumun) duâsını kabul ederim.” buyuruyor.

Bu âyeti kerimelerden öğreniyoruz ki, kendi saâdetimiz, selâmetimiz için duâ etmemiz gereklidir. Hata ve günâhlarımız çoktur duâmız kabul olmaz diye bir şüpheye düşmemiz hiç de doğru ve akıllıca bir hareket değildir. Zira Allâhımızın âyetlerini okuduk. Biz, duâ edersek duâmız kabul olur. Allâhımız bizden duâ etmemizi istiyor. Duâmızı kabul edeceğini beyan ediyor:

Şimdi de duânın kıymet ve değerini büyüklük ve faziletini öğrenelim.

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (A.S.):

“Allâhü Teâlâ indinde (katında, yanında) duâdan daha şerefli (kıymetli-değerli) hiçbir şey yoktur.” buyuruyor.

Yine Peygamberimiz (S.A.V.):

“Allâhü Teâlâ kendisinden istenmeği sever.” Yâni, aslında duâ etmek arzusu insanın mayasında, yaradılışında vardır. Duâ etmek, insanın ruhi ihtiyacıdır. İnsan çaresizlik içinde kaldığı zaman, ruhu daralıp sıkıntılar içinde kıvrandığı an kuvvet ve kudret sahibi olan Allâh’dan yardım istemek ihtiyacını kendinde şiddetle hissedip duyar.

Onun için Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’inde buyuruyor ki:

“Bunalıp darda kalan kulunu, sıkıntıya düşüp çaresizlik içinde kıvranıp duran kimse duâ edip yalvardığında imdadına yetişip yardım eden, (kulunu düşmüş olduğu sıkıntıdan, elem ve kederden kurtaran) ancak Allâhü Teâlâ’dır.”

Bir kulun düşmüş olduğu sıkıntı ve tehlikelerden Allâh’dan başka kurtaracak hiçbir kuvvet yoktur ve düşünülemez.

Hz. Yûnus Peygamber (Aleyhisselâm), balığın karnına düştüğü zaman, “Yâ Rabbi, Senden başka hiçbir ilâh yoktur” diye yalvarıp duâ etti. Allâhü Teâlâ, Yüce Peygamberi Hz. Yûnus (Aleyhisselâm)ı diri diri, sağ sâlim balığın karnından burnu bile kanamadan kurtardı.

Bu yardımı Allâh’dan başka hiçbir kimse yapamazdı. Bu kuvvet ve kudret ancak Allâh’a mahsustur. Kullarının duâ ederek Allâhü Teâlâ’dan her türlü ihtiyaç ve dileklerini istemeleri Cenâb-ı Hakkın hoşuna gider. Ve kullarının arzu ve isteklerini verir, dilek ve duâlarını kabul eder demektir.

Yine Peygamberimiz Aleyhisselâm buyuruyor:

Kul duâ ettiğinde üç şeyden birine kavuşur:

  1. Ya ettiği duâ sebebiyle günâhı bağışlanır.
  2. Veya peşin bir mükâfata kavuşur.
  3. Veyâhut da âhirette karşılığını bulur.

Bu Hadis-i Şerîf, duâ ettim de kabul edilmedi diyen kimselere çok güzel bir ders veriyor. Çünkü yapılan duâ sahibine mutlak bir hayır (iyilik) ve fayda (yarar) sağlar. Okuduğumuz bu Hadis-i Şerîf’deki üç ma’nâyı düşühttps://kariyer.ibb.istanbul/nelim.

Aslında duâ etmek bir müslüman için en büyük ibâdettir. Duâ etmenin sevabı pek çoktur. Duâ etmenin pek çok faydaları vardır.

Sevgili Peygamberimiz (Aleyhisselâm) buyurur ki:

“Duâ ibâdetin ta kendisidir. Duâ, ibâdetin özü ve iliğidir.” Demek ki, duâ en büyük ibâdet, hem de ibâdetin özü, iliği ve beyni mesâbesi (yeri)ndedir. Peygamberimiz (A.S.) buyurmuştur ki:

“Duâ, inananların silahıdır.” Müminler, Müslümanlar, duâları sayesinde her türlü şerlerden, zararlardan korunabilirler. Bu zararlar şeytandan, insanlardan ve nefsinden olabilir.

Kitabımızın içinde yer yer okuma parçaları vererek duânın fazileti ve büyüklüğü hakkında bilgi takdim edeceğiz (sunacağız) İnşâallah!..

İbâdetin özü ve iliği gibi değer ve kıymeti olan “Duâ” bilgilerinde Din Kardeşlerime ufak bir hizmette bulunabilirsem kendimi çok bahtiyar addedeceğim. Muvaffakiyet (başarı) Allâhımızın yardımıyladır.

Hattat Hafız Yusuf Tavaslı